Ari Yetistiriciligi

Arı Hastalık Ve Zararlıları

Arının gelişme dönemi pek çok hastalık etmeni ve zararlı için uygun ortam oluşturduğundan arılarda çok sayıda hastalık ve zararlı görülmektedir. Dünyadaki hızlı ulaşım, kıtalar ve ülkelerarası arı, arı ürünleri ve arıcılık malzemeleri ticareti arı hastalıklarının kısa sürede tüm ülkelere yayılmasına neden olmaktadır.

Bunun yanında, gezginci arıcılık da hastalık ve zararlıların ülke içindeki hızlı yayılışında önemli bir etkendir. Arı hastalıkları genellikle ilkbahar aylarında görülür. Bunun başlıca nedeni ilkbahar aylarında özellikle yavru yetiştirme faaliyetinin büyük hız kazanmış olması ve beklenmeyen soğuk ve yağışlı havalardır. Bu nedenle bu kritik dönemde arıların özellikle yavru hastalıklarına karşı korunması için, koloni kontrollerinde koloninin üşütülmemesine özen gösterilmelidir

Arıcılık açısından risk oluşturan bazı arı hastalık ve zararlıları şunlardır;

1- Amerikan Yavru Çürüklüğü

Yavrulu peteklerde düzensiz yavru görünümü vardır. Kapalı yavrulu hücreler arasına dağılmış düzensiz açık yavru ya da boş hücreler görülür. Dışbükey görünümünde olması gereken kapalı yavru hücreleri içe çökmüş ve üzerleri deliktir. Hastalıklı yavru beyazdan sarıya daha sonra da kahverengine dönüşür, bir çöple dışa çekildiğinde iplik şeklinde uzar ve tutkal gibi kokar.

Bu hastalıkla kesin ve en etkili mücadele yöntemi, hastalıklı kolonilerin tümüyle yakılarak yok edilmesidir. Boş kovanı ve kovan kapağı pürümüzle iyice yakılıp 40 lt suya 400 gr kostik katılarak elde edilen sıvı ile yıkandıktan sonra tekrar kullanılabilir. Kullanılan alet ve ekipmanlar da bu sıvı ile yıkanmalıdır.

Bu hastalığın ihbar edilmesi kanuni bir zorunluluktur. Hastalıklı kolonilerin nakilleri de yasaktır.

2- Avrupa Yavru Çürüklüğü

Kovan açıldığında kokmuş et ya da balık kokusunu andıran koku alınır. Açık yavru döneminde ölmüş larvalar koyu kahverengi ve siyaha yakın renktedir ve larvadaki renk değişimi önemli bir belirtidir. Hastalığın çok şiddetli seyrettiği durumlarda kapalı yavru gözlerinde de görülebilir. Ölmüş larva bir çöple çekildiğinde Amerikan yavru çürüklüğünde görülen ipliksi uzama görülmez, kolayca petek hücresinden çıkartılabilir. Genellikle, Amerikan yavru çürüklüğü kapalı yavrularda görülürken Avrupa yavru çürüklüğü açık yavrularda görülür.

Şiddetli durumlar hariç, bu hastalıkta arıların ve yavru peteklerin imhasına gerek yoktur.Koloninin ana arısı bir süre kovan içerisinde kafeslenerek yumurta atması engellenir veantibiyotik uygulamaları ile tedavi edilebilir. Ancak antibiyotik kullanımı ile ilgili mutlaka bir uzman görüş ve önerileri alınmalıdır.Antibiyotik verilen kovanın balı uzun bir süre tüketilmemelidir.

Arılıkta kullanılan ekipmanlar ve hastalıklı kolonilerin boş kovanları 50 lt suya 1 kg soda eriyiği ile dezenfekte edilmelidir.

Yavru Çürüklüğü Hastalıklarından Korunmak İçin;
• Arılık her zaman temiz ve düzenli olmalıdır.
• Arı ve ana arı alırken alımlar, güvenilir kurumlardan yapılmalıdır.
• İkinci el alet ve ekipman alındığında mutlaka dezenfekte ve sterilize edilmelidir.
• Hastalık geçirmiş yada kaynağı belli olmayan ballarla arılar beslenmemelidir.
• Kaynağı belli olmayan oğullar arılığa alınmamalıdır.
• Arılıkta yağmacılığa meydan verilmemelidir.
• Koloniler arasında petek alış-verişi yapılırken dikkatli davranılmalı, risk alınmamalıdır.
• Mümkün olduğunca eski petek kullanmaktan kaçınılmalıdır.
• Hastalık riski bulunan yerlere arı götürülmemelidir.
• Hastalığın yayılmasını önleyen en etkili yol erken teşhis olduğundan koloniler sürekli kontrol edilmelidir.

3- Kireç Hastalığı
Hastalıklı larvalar mumyalaşmış şekildesiyahımsı, gri veya beyaz renk alırlar. Hastalığın ilk dönemlerinde beyazlaşmış larvalar iki parmak arasında ezilebildiği halde ileri dönemde pirinç tanesi gibi sertleşerek arılar tarafından kovan önüne ve uçuş tahtası üzerine atılırlar.

Havalandırması iyi olmayan ve nemli ortamlar hastalığa zemin hazırlar, bu nedenle kovanlar sehpalar üzerine yerleştirilerek havalandırma sağlanmalı ve nemden korunmalıdır.

Hastalığa yakalanan kolonilerin ana arıları hastalığa yakalanmayan kolonilerden üretilen yeni ana arılarla değiştirilmelidir.

Zayıf koloniler hastalığa daha hassastırlar. Güçlü koloniler ve genç ana arılarla çalışmak alınabilecek en iyi korunma tedbirleridir.

Kireç hastalığının tedavisinde koloni şartlarında uygulanan ilaçlı mücadele denemelerinden bugüne kadar tatmin edici olumlu sonuçlar alınamamıştır.

Bir yanıt yazın